MENAJER OLMAK

Menajer olunmaz doğulur 🙂 Tabi ki böyle bir kavram yok.


Bu mesleğin bir okulu yok zaten olamazda, hani derler ya alaylı olmak diye işte tamda öyle bir iş bizimkisi.
Bende nasıl başladığımı tam olarak bilmiyorum aslında. 2 yıldır bir turizm firmasında çalışıyordum, sonra bir gün patronum bana bir yamuk yaptı ve ajans sahibi olan çok eski dostum Gökhan Mumcu’yu aradım. O ve kardeşi Vildan’la 1997 yılında onlar ilk İstanbul’a geldiklerinde tanışmıştık.

Ben o zamanlar Erberk ajansta mankenlik yapıyordum. Sürekli reklam görüşmesi, defile, katalog çekimi vs oradan oraya iş yapmak için koşuyoruz. Gökhan’la da bir katalog görüşmesinde tanıştık, sonra birden kendimi onlarla aynı evde yaşarken buldum 🙂

Onlarda iki kardeş İzmir’den gelmişler ve burada mankenlik yapmaya başlamışlardı. Kardeşi Vildan ise çok hırslı bir kızdı, daha on yedisindeyken ajansı kurdu o ara bende onlarlaydım zaten neden bırakıp gittim orası da meçhul ama hayatta her şey yaşanmalı derim ve her zaman yaşananlardan hiçbir zaman pişman olmamak gerekiyor.

Neyse ben Gökhan’ı aradım ve kardeşim hala benimle çalışmak ister misin dedim oda saçmalama tabi ki atla gel hemen dedi. Ertesi gün istifa edip Gökhan’ların yanına gittim. Onlara çok şey borçluyum. Bugün Ahmet Berksoy olarak kendi sektörümde bir markaysam, bir birikimim varsa, arabam vs. her şey onların sayesinde. Allah onlardan razı olsun.

Gökhan o aralar çok fazla reklam filminde oynuyordu, ajans olarak bizde neden Gökhan’ın menajerliğini yapmıyoruz dedik sonra bu işi ben ele aldım, Gökhan dizilerde, sinema filmlerinde oynadı. Gökhan’ın bazı arkadaşları da bizimle çalışmaya başladı ve bir anda hem ajansın genel koordinatörü hem de menajeri olmuştum.

Uzun yıllar oyuncu menajerliği yaptık fakat yapımcıların çoğu sözünde durmayan adamlar oldukları ve bizlere ödeme yapmadıkları için bizde bu sektörü bırakmaya karar verdik. Onca yıl geçti halen mahkememiz devam eden ve dava ettiğimiz birçok yapımcı var. İşin tuhafı bu adamlar hala ne yüzle piyasada iş yapmaya devam ediyorlar inanın anlamıyorum. O ara bazı organizasyon firmaları bizlere sanatçı ve sunucu sormaya başlamıştı, bende sanatçıların menajerleriyle görüşüp fiyat alıp veriyordum.

Sene 2007 Gaziantep’de bir inşaat firmasının lansmanı için sunucu Oylum Talu, Ferhat Göçer ve Emel Sayın ile Antep’e gittik. Onlarla çalışmak bana bir başka keyif verdi. İşin en güzel yanı da aslında müşterinin gözünde bir tedarikçisiniz ama aynı zamanda da iş yaptığınız sanatçıları temsil ediyorsunuz, yani aslında her şey sizin elinizde.

O günden sonra başta Türkiye’deki tüm ekran yüzü sunucularla ve birçok sanatçı ile çalışmaya başladık. Tabi tanınmak, güzel şekilde ağırlanmak ve değer görmek çok hoşuma gitti.
Düşünsenize; Business Class uçuyorsunuz, cip lounge larda takılıyorsunuz, üzerinde adınızın yazılı olduğu panolarla havalimanlarında karşılanıyorsunuz, vip araçlarla 5 yıldızlı otelinize götürülüyorsunuz, full credit konaklıyorsunuz, eee daha allahınızdan belanızı mı istiyorsunuz 🙂 ne kadar ihtişamlı bir hayat değil mi?

Hal böyle olunca eşiniz, dostunuz, akrabalarınız ve sizi tanıyan herkes aynı şeyi söylüyor “Hayat Sana Güzel” 🙂
Ayhan Sicimoğlu abimin deyimiyle “Hastasıyız” bu lafın.

Bu mesleğin içine tam anlamıyla girince o kadar da eğlenceli gelmiyor inanın. Şu an sizi duyar gibiyim ha siktir diyorsunuz ama inanın öyle. Tüm menajer arkadaşlarıma sorun hepsi aynı şeyi söyleyecek. Evet yukarıda yazdığım luxury yaşam kısmı güzel, ama sonunda eve dönüyorsunuz.

Mesela katar prensleriyle ve Hollywood artistleriyle çalışan yakın koruma Cengiz diye bir arkadaşım vardı, bir gün bana “Ahmet abi yatlarda geziyorum, özel jetlerle İstanbul’a geliyorum, ama inip eve gitmek için metrobüs’e biniyorum yani o an anlıyorum gerçek dünyaya döndüğümü” derdi 🙂 yani bizim dünya için “yalan dünya” diye boşuna demiyoruz. Kendimizi kül kedisi gibi hissediyoruz. Baloya gidiyoruz, gece 00:00 olunca hopppp tekrar eski Ahmet’e dönüşüyoruz 🙂

You May Also Like

UÇAK ADABI

İKİNCİ EVİM CIP LOUNGE

AH ŞU KADINLAR…

MENAJERLİK HAYATIMDAKİ BAHŞİŞİM…